- doğru akım
- is., fiz.
İletken bir devre üzerinde yön değiştirmeyen sürekli elektrik akımı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
doğru — sf. 1) Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı 2) Gerçek, yalan olmayan Doğru haber. 3) Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur. A. Gündüz 4) is. Gerçek, hakikat Söyleyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akım — is. 1) Akma işi 2) fiz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan Hava akımı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KIYAS-I AKÎM — Man: Neticesiz veya doğru netice vermeyen kıyas … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
elektromıknatıs — is., fiz., Fr. électro + Ar. miḳnāṭīs İçinde manyetik akıyı toplayıp arttırıcı bir yumuşak demir bulunan, bobin veya bobinlere doğru akım geçirilerek elde edilen mıknatıs … Çağatay Osmanlı Sözlük
elektrik vermek — 1) bir yeri elektrikle donatmak 2) işkence amacıyla birinin çıplak bedenine doğru akım vermek 3) elektrik enerjisini kullandırmak 4) mec. etkilemek, etkisi altında bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıntı — is. 1) Akma işi Musluğun akıntısı bir türlü kesilemedi. 2) Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan Bataklıklardan kurtulduktan sonra, akıntıyı takip ederek bir köye giriyordum. Ö. Seyfettin 3) Eğiklik, eğim,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cereyan — is., Ar. cereyān 1) Bir yöne doğru akma, akış, akıntı Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı. E. E. Talu 2) Bir şeyin gelişme, olma durumu En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynak — is., ğı 1) Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Bir şeyin çıktığı yer, menşe İnanılır kaynaklardan alınan haberlere göre... 3) Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge… … Çağatay Osmanlı Sözlük