doğruca

doğruca
sf.
1) Doğruya yakın
2) zf. Hiçbir yöne sapmadan, dolaylı olmayarak, dolaşmayarak

Belki doğruca Ankara'ya dönersin, değil mi?

- E. İ. Benice

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • doğruca — z. 1. Doğru, düz. Doğruca deyir. 2. Düzcə, dolaşıqsız, əngəlsiz; bilavasitə, düz, birbaşa. Bu yol doğruca kəndə gedir …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • BA-SAVAB — Doğruca, doğrulukla …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • direkt — sf., Fr. direct 1) Dolaysız, aracısız İki devlet arasında direkt ilişki yok. 2) zf. Doğru olarak, hiçbir yerde durmadan, duraksız, doğruca Bu otobüs direkt İstanbul a gider. 3) zf. Doğrudan, doğrudan doğruya Sınıfını direkt geçen öğrenci …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğru — sf. 1) Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı 2) Gerçek, yalan olmayan Doğru haber. 3) Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur. A. Gündüz 4) is. Gerçek, hakikat Söyleyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ikrar — is., esk., Ar. iḳrār 1) Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme 2) Bildirme 3) Benimseme, onama, kabul, tasdik Sükût ikrardan gelir. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ikrar etmek ikrar vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • istihareye yatmak — girişilecek bir işin hayırlı olup olmadığını rüyadan anlamak için abdest alıp dua okuyarak uyumak İstihareye yatmazsın / Doğruca yola girmezsin. Halk türküsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • OBÜS — Ask: Dikey veya dalıcı atış yapabilen, oldukça kısa namlulu top. Obüsler Milâdi 16. asırda icad olunmuştur. Bir mânianın arkasında bulunan ve bu sebeple doğruca görülemeyen düşman mevzilerinin yüksek münhanilerle aşırılmak suretiyle endaht yapmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İKTİSAS — Birinin izinden, ardından gitmek. * Kısas istemek. İntikam almak. * Kıssa. * Hikâyeyi veya bir haberi doğruca söylemek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”