aktarmak

aktarmak
-i, -e
1) Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek
2) -i Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
3) -den, -e Bir dilden başka bir dile çevirmek, tercüme etmek
4) Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
5) Toprağı altı üstüne gelecek biçimde iyice bellemek
6) İletmek, bildirmek

Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır.

- H. Taner
7) Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak
8) Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
9) -i Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

Kiremitleri aktarmak.

10) -i, ed. Alıntılamak

Onun yerine Salah Birsel'in bir şiirini aktaracağız.

- S. Birsel

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kiremit aktarmak — çatı aktarmak Geçen gün kiremitleri aktarmak için dama çıkmıştı. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatı aktarmak — çatının kırık kiremitlerini sağlamlarıyla değiştirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aktarma etmek — aktarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ehtarmak — aktarmak, taleb i tecessüs ve tefekküd etmek, arayup taramak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • axtarmak — aktarmak, I, 219, 516bkz: agtarmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • alıntılamak — i, ed. 1) Bir yazıya başka bir yazarın yazısından cümle veya cümleler almak, alıntı yapmak, aktarmak, iktibas etmek 2) Bir yazının tamamını almak, alıntı yapmak, aktarmak, iktibas etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Nureddin Pasha — This article is about an Ottoman army officer. For an Ottoman grand vizier, see Abdurrahman Nureddin Pasha. Nureddin İbrahim (Konyar) 1309 (1893) P. 31 Miralay Nureddin Bey …   Wikipedia

  • aktarıvermek — i, den, e Çabucak aktarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aktarma — is. 1) Aktarmak işi 2) Bir taşıttan başka bir taşıta geçme Bebek ten aktarma Rumeli kıyısı vapurları bulunurdu. R. H. Karay 3) Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme 4) Arıları bir kovandan ötekine geçirme 5) ed. Alıntı 6) sp. Bir oyuncunun …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bellemek — 1. nsz 1) Öğrenip akılda tutmak Kasım lodosla girdi mi kış yumuşak olur diye bellemiş atalarımız. H. Taner 2) Sanmak Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin. H. Taner 2. i Bel (III) denilen araçla toprağı işlemek, aktarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”