istasyon yapmak — duraklamak, beklemek Bir geçitte bir dakika kadar istasyon yaparak geçit bekçisiyle yarenlik ettik. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
katrunmak — duraklamak, çekinmek, I I, 249 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
duraklama — is. 1) Duraklamak durumu 2) ask. İlerlemekte bulunan bir birliğin, vakitsiz, yersiz ve düzensiz olarak yürüyüşünü durdurması … Çağatay Osmanlı Sözlük
duraksamak — nsz Ne yapmak veya ne demek gerektiğini kestiremeyerek duraklamak, tereddüt etmek Silahına karşılık ilk kurşun yüzünü seğirterek geçince duraksadı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
duralamak — nsz Duraklamak Yeni gelen üç kişi bir an girmekle girmemek arası kapının içinde duraladılar. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
irkilmek — nsz 1) Ürkerek geri çekilir gibi olmak Elimi omzuna koyuyorum. İrkiliyor, sertçe çeviriyor bakışını. E. Bener 2) Şaşırıp duraklamak 3) biy. Vücudun bir yeri dışarıdan gelen bir uyarıcının etkisiyle kanlanıp şişmek, taharrüş etmek 4) hlk. Akan bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefeslenmek — nsz Nefes alacak kadar duraklamak, biraz dinlenmek Halazadem burada biraz nefeslendi. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıdlınmak — kaçınmak, tıyınmak; söz söylerken duraklamak. II, 242 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
turkunmak — utanmak; duraklamak II, 255bkz: turk ınmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MOLA — İstirahat için işe ara vermek ve duraklamak. * Denizcilike: Gevşetme, koyverme manâsındadır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük