durdurma
Look at other dictionaries:
yürütmeyi durdurma — is., huk. Bir mahkemece verilen bir kararın yerine getirilmesinin geçici olarak geri bırakılması … Çağatay Osmanlı Sözlük
İLBAS — Durdurma, mâni olma, alıkoyma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
blokaj — is., Fr. blocage 1) Bloke etme işi 2) Bir şeyin hareketine engel olma, hareketini durdurma 3) Sivri taşların toprak zemine dikine çakılarak üzerine beton dökülmesiyle yapılan dolgu 4) ekon., tic. Bankacılıkta bir varlığın yetkili otoritelerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
durdurulmak — nsz Durdurma işi yapılmak İkide bir askerî inzibat memurları tarafından arabamız durduruluyor, her yanı aranıp taranıyor. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
durduruş — is. Durdurma işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikame — is., esk., Ar. iḳāme 1) Yerine koyma, yerine kullanma 2) Ayağa kaldırma, ayakta durdurma 3) Dava açma 4) sf. Yerine konulan, yerine geçen Birleşik Sözler ikame mal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ikame etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tevkif — is., esk., Ar. tevḳīf 1) Durdurma 2) huk. Bir suç dolayısıyla birini tutuklama Birleşik Sözler tevkifhane Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tevkif etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürütme — is. 1) Yürütmek işi 2) Kanunları uygulama işi, icra Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır. Anayasa 3) Merkezî yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının hepsi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ta'tîl — (A.) [ ﻞﻴﻄﻌﺕ ] 1. durdurma. 2. kapatma. 3. faaliyete son verme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
tevkîf — (A.) [ ﻒﻴﻗﻮﺕ ] 1. durdurma. 2. kapatma. 3. tutuklama … Osmanli Türkçesİ sözlüğü