- durup dinlenmeden
- zf.
Arası kesilmeksizin, arka arkaya, sürekli olarak
... mektup desen değil, mektup deftere yazılmaz... Öyleyse ne yazarsın böyle durup dinlenmeden.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
... mektup desen değil, mektup deftere yazılmaz... Öyleyse ne yazarsın böyle durup dinlenmeden.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dur durak (veya dur dinlen veya dur otur) yok — durup dinlenmeden sürekli çalışmayı anlatan bir söz Gayri bana dur durak yok... Muhasebe müdürü ... çalışmamdan hoşnut değilmiş. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
menzil beygiri gibi koşmak — durup dinlenmeden çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
durmak — nsz, ur 1) Hareketsiz durumda olmak Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İşlemez olmak, çalışmamak Bileğimdeki saat durmuş. A. Gündüz 3) Bir yerde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cır cır — is. 1) Kaynana zırıltısı 2) hlk. İshal 3) sf. Geveze 4) zf. Durup dinlenmeden ince ve usandırıcı bir ses çıkararak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalçene — sf. Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze İhsan Hanım, altmış beş yaşlarında çalçene, dedikoducu bir kocakarıydı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinlenmek — 1. nsz 1) Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı. P. Safa 2) Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir … Çağatay Osmanlı Sözlük