eğlenme

eğlenme
is.
1) Eğlenmek işi
2) Neşeli, hoşça vakit geçirme
3) Alay etme

Herkesle eğlenmeye ne hakkın var?

4) Oyalanma

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • alay — 1. is., Rum. Ses tonu, söz, davranış vb. yollarla biriyle, bir şeyle eğlenme, küçümseme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alay etmek alay geçmek alay gibi gelmek alaya almak alaya bozmak alayında olmak 2. is. 1) Herhangi bir törende veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • durma — is. 1) Durmak işi 2) Eğleşme, eğlenme, tevakkuf …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğlence — is. 1) Eğlenme işi, sefahat Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık. F. R. Atay 2) Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir. Ö. Seyfettin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğlenilmek — nsz Eğlenme işi yapılmak Fatma Hanım ın bahçesinde eğlenildiğini duyan diğer virane sakinleri de akşamları misafirliğe gelmeye başladılar. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğleniş — is. Eğlenme işi Garp âleminde eğlenişin bir misali bu. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oynamak — nsz 1) Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek Babalar çocuklarının yanında rakı içer,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taklit — is., di, Ar. taḳlīd 1) Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma 2) Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme Hele taklitleri? Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu. Y. Z. Ortaç 3) Benzetilerek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tezyif — is., esk., Ar. tezyīf 1) Bir şeyi değersiz, adi, bayağı, aşağılık göstermeye çalışma, küçültmek isteme 2) Alay etme, eğlenme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tezyif etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • turist — is., Fr. touriste Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla geziye çıkan kimse, gezgin, gezmen, seyyah O zamanki Boğaziçi nin turizm idaresi yok fakat turistleri çoktu. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • turizm — is., Fr. tourisme 1) Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla yapılan gezi 2) Bir ülkeye veya bir bölgeye turist çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümü Birleşik Sözler iç turizm mas turizm kitle… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”