- ekmek
- 1. -i, -er
1) Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek2) Toprağı ekip biçmek için kullanmak
Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor.
- M. Ş. Esendal3) -e SerpmekYemeğe biber ekmek.
4) mec. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamakFesat tohumları ekenler...
5) argo Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmakLale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler.
- H. Taner6) argo Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek7) argo Yarışta geçmekAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller2. is., -ği1) Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıazizOdayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş.
- Y. Z. Ortaç2) mec. İnsanı geçindirecek iş, kazançBiz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi.
- N. Cumalı3) hlk. Yemek, aşEkmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse.
- T. BuğraBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.