- elde bir
- is.
Kesinlikle gerçekleşecek şey
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır — bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
elde etmek — 1) bir şeye sahip olmak O parlak siyah gözler, onları bir daha elde edemeyecek miydi? H. Z. Uşaklıgil 2) bir kimseyi kendi hizmetine almak veya kendinden yana çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir inat, bir murat — inatçı kişi, her inadında istediği bir şeyi elde eder anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
elde — is., mat. Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı … Çağatay Osmanlı Sözlük
elde bulunan beyde bulunmaz — beylerde olmayan öyle şeyler vardır ki halkta bulunur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
elde tutmak — sahibi olsun olmasın, bir malı mülkiyeti altında bulundurmak, zilyet olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir koyundan iki post çıkarmak — olması gerekenden daha fazla elde etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el elde baş başta — elde bulunan her şeyin tükendiğini anlatan bir söz Balya da beş on lira kazanmıştı... Onları da yedik, el elde baş başta. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
elde avuçta (bir şey) kalmamak — mal ve parasını harcayıp bitirmiş olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük