- endişelenmek
- nsz
Tasalanmak, kaygılanmak
Biz hep o haberlerin tesiriyle düşünür, endişelenir, kuşkulanır, kederlenir dururuz.
- Y. K. Beyatlı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Biz hep o haberlerin tesiriyle düşünür, endişelenir, kuşkulanır, kederlenir dururuz.
- Y. K. BeyatlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
husa çekmek — endişelenmek … Beypazari ağzindan sözcükler
korku düşmek — endişelenmek, korkmak Bir korku düştü canıma acep nola benim hâlim / Derman olmaz ise bana acep nola benim hâlim? Yunus Emre … Çağatay Osmanlı Sözlük
endişelenme — is. Endişelenmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasalanmak — nsz Bir şeyi kendine tasa etmek, üzülmek, kaygılanmak, endişelenmek Seni denize düştü sandı da tasalandı. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
telaşlanmak — nsz 1) Herhangi bir sebeple acelecilik göstermek Geliyor! diye telaşlanarak aşağı koştu. F. R. Atay 2) Endişelenmek, kaygılanmak, telaş etmek Kafilenin başında polisi gören kadınlar fena telaşlanmışlardır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
telaş almak — (birini) herhangi bir sebeple heyecanlanmak, endişelenmek, acele etmek Mabeyni büyük bir telaş alıyor. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
telaş etmek — sıkıntı duyarak acele etmek, endişelenmek, telaşlanmak Nazım Paşa böyle bir içtimadan ne kadar telaş etse haklı idi. A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği ağzına gelmek — birdenbire çok korkmak, aşırı korku veya sevinçten fazlasıyla heyecanlanmak, endişelenmek Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan yürekleri ağızlarına geliyor. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük