ergenlik çağı — is. Ergenlik … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağırşaklanmak — nsz Ergenlik döneminde çıbanda veya memede ağırşak biçiminde bir tümsek oluşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
büluğ çağı — is. Ergenlik çağı Henüz büluğ çağındaki oğlanla ne olmuşsa olmuş. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağ — is. 1) Zaman dilimi, vakit 2) Hayatın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş Yazık ki delikanlılık çağını çoktan aşmıştır, şakaklarına kır düşmüştür, ayrıca hastadır. R. H. Karay 3) Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocukluk — is., ğu 1) Çocuk olma durumu 2) İnsan hayatının bebeklikle ergenlik arasındaki dönemi Manasız çocukluk, tatsız gençlik, olgunluk çağına hazırlanmaktan başka nedir? A. Haşim 3) mec. Çocukça davranış Onun nazını çekerek bütün çocukluklarına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilk gençlik — is., ği 1) Ergenlik çağı 2) Deneyimsizlik, toyluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalın — 1. sf. 1) Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü. H. R. Gürpınar 2) Enli ve gür (kaş) 3) Yoğun, akıcılığı az olan Kalın bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sübyancı — is. Ergenlik çağına girmemiş çocuklara karşı cinsel ilgi duyan kimse, pedophili … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeni yetmelik — is., ği Ergenlik Yıllar önce bir konuşmasını dinlemiştim. Çocukluğunu, yeni yetmeliğini anlatmıştı. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
habbülbülûğ — (A.) [ غﻮﻠﺒﻝا ﺐﺣ ] ergenlik sivilcesi … Osmanli Türkçesİ sözlüğü