RASAD — Gözetlemek, beklemek, pusuda olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İRSAD — Gözetlemek. * Hâzır ve âmâde eylemek. * Mükâfat vermek. * Edb: Secili ve kâfiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp, ondan sonra gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır. Meselâ:Elemin Kays a kıyas etme din i mahzunun, Yok idi aklı ne… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
golaçan etmek — gözetlemek, kontrol etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
dikizlemek — i, argo Sezdirmeden bakmak, gözetlemek, dikiz etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözetleme — is. Gözetlemek işi Çömeldiği yerden gizli gizli cevizlerin altını gözetlemeye başladı. O. C. Kaygılı Birleşik Sözler gözetleme deliği … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlemek — i 1) Bir şeyin olmasını veya bir kimsenin gelmesini beklemek, intizar etmek 2) Dikkatle bakmak, tarassut etmek Hava değişikliklerini gözlemek havacılık için önemli bir iştir. 3) İncelemek, araştırmak 4) Gizlice bakmak, gözetlemek 5) Korumak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
röntgenlemek — i, argo Kadınları gizlice gözetlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
taslamak — i 1) Taşçılıkta bir taşın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak 2) mec. Kendinde olmayan bir değeri varmış gibi göstermek Düne kadar kibir onların, büyüklük taslamak onların. N. Cumalı 3) hlk. Gözetlemek, gizlice izlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz hapsine almak — bakışlarını üzerinden ayırmamak, gözetlemek, hiçbir davranışını gözden kaçırmamak Sözü sohbeti yerinde görünen birkaç erkeği haftalarca göz hapsine aldı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
iskandil etmek — 1) deniz derinliğini ölçmek 2) soruşturmak, araştırmak Evde kimsenin olmadığını telefonla iskandil ediyorlarmış diyor Bedri. O. Rifat 3) mec. bir işin içyüzünü araştırmak, bilgi toplamak 4) argo gözetlemek, çevreyi kollamak Cevizlerin altını… … Çağatay Osmanlı Sözlük