eskitmek

eskitmek
-i
1) Çok kullanarak eskimiş duruma getirmek, yıpratmak

Çocuk pantolonunu eskitti.

2) Yaşlandırmak

Alkol, tütün ve aşk eskitti beni.

- A. İlhan
3) mec. Etkisini sürdürememek, yıpratmak

Yunus Emre'yi yüzyıllar eskitemedi.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • gömlek eskitmek — hayat sürdürmüş olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pabuç eskitmek (veya paralamak) — bir iş için bir yere çok gidip gelmek, işi takip etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dokuz yorgan eskitmek (veya paralamak) — çok uzun yaşamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa eskitmek — zihni yoran sorunlarla sürekli uğraşmak Ne gücünü aşan meseleler için çene yormaya, kafa eskitmeye niyeti vardı ne de kendi başarısızlıkları için suçlu aramaya... T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TA'TİK — Eskitmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • eskitme — is. Eskitmek işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gömlek — is., ği 1) Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı. S. F. Abasıyanık 2) Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örselemek — i 1) Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek Rüzgâr çiçekleri örseledi. 2) mec. Gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak Naciye Hanım, kalkık kaşlarıyla başını sallayarak meclisin sükûtunu örseledi. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • paralamak — i 1) Parçalamak Aslan geyiği paraladı. 2) Yıpratıp eskitmek Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”