- ettirmek
- 1) İşi başkasının yapmasını sağlamak
Avukat yardımcısına bilgileri not ettirdi.
2) Sebep olmakBu tutum beni çalışmaktan nefret ettirdi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Avukat yardımcısına bilgileri not ettirdi.
Bu tutum beni çalışmaktan nefret ettirdi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
idame etmek (veya ettirmek) — sürdürmek, devam etmesini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahakkuk ettirmek — kurum, kuruluş veya kişilerin herhangi bir konuda ödemesi gereken miktarı belirlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
teberrüz ettirmek — belirtmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
devam ettirmek — başlanmış bir işi sürdürmek Gençler, cesaretimizi takviye eden ve devam ettiren sizsiniz Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
icap ettirmek — gerektirmek O gecenin akşamı böyle bir yer değiştirmeyi icap ettirecek bir arızaya uğradığımızı da hatırlamıyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
inkişaf ettirmek — geliştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebarüz ettirmek — belirtmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasdik ettirmek — onaylatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
imana getirmek — 1) Müslümanlığı kabul ettirmek 2) istenilen biçimde davranmayı zorla kabul ettirmek Müslüman olmadan varmayacağını anlayınca kırkyıllık kart gâvuru imana getirdi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ITLA' — Tulu ettirmek, zuhur ettirmek, doğdurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük