midesi ezilmek (veya kazınmak) — açlık duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği ezilmek — 1) üzülmek, acı duymak Yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu. R. N. Güntekin 2) açlık duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi ezilmek — 1) üzülmek, yüreği burkulmak Şimdi içine bir pişmanlık çökmüştü, içi ezilmişti. H. Taner 2) acıkma hissi duymak 3) mec. sıkıntı ve heyecan içine düşmek Ay içim eziliyor kızım... Uzatma çabuk söyle. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
pâmâl — (F.) [ لﺎﻡﺎﭘ ] ezilmek, çiğnenmek. ♦ pâmâl olmak ezilmek, çiğnenmek, ayaklar altında kalmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ezilme — is. Ezilmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezim ezim — zf. Ezmek veya ezilmek fiillerine getirilerek onların anlamlarını pekiştiren bir söz İçi ezim ezim eziliyordu. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaptırmak — i, e 1) Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak 2) Vücudun herhangi bir organı, bir kaza sonucunda makine tarafından ezilmek veya koparılmak 3) mec. Yanlış bir davranış sonucu birine uygun imkânı sağlamak, fırsat vermek 4) mec. Elinden … Çağatay Osmanlı Sözlük
turşulaşmak — nsz 1) İyice ezilmek, turşu gibi olmak 2) Yorgunluktan hareket edemez duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürek — is., ği, anat. 1) Kalp 2) Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül Fazıla Hanım ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. S. F. Abasıyanık 3) Kupa (I) 4) mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret Bu iş yürek ister. 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük