farksız

farksız
sf.
Farkı olmayan

Kâğıt para ile altın arasındaki kıymetin hemen hemen farksız denebileceği bir tarihte...

- H. F. Ozansoy

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • Gülyabani — Студийный альбом Айлин Аслым Дата выпуска 2005 Записан 2005 Жанры рок музыка Продюсер Kedi ( Sunay Özgür, Ender Akay, Tanju Eren ) …   Википедия

  • ayrımsız — sf. Ayrımlı olmayan, aynı, farksız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • canlı cenaze — is. Çok zayıf, bir deri bir kemik kalmış kimse Ayşe Hanım, canlı cenazeden farksız, handiyse son nefesini verecek. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • farksızlaşmak — nsz Farksız duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • farksızlık — is., ğı Farksız olma durumu, ayrımsızlık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ızgaralı — sf. Izgarası olan Haliç tarafındaki altları ızgaralı, ahşap iki deniz hamamı kuyudan farksız. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalır yeri yok — (şundan veya bundan) ayrımsız, farksız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”