- fersiz
- sf.
Donuk, cansız (göz, ışık, yüz)
Eski yalıların birçoklarının görünüşlerinde ihtiyarların o durgun, dalgın, fersiz ve ölgün yüzlerindeki manalar peyda olmuştu.
- A. Ş. Hisar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Eski yalıların birçoklarının görünüşlerinde ihtiyarların o durgun, dalgın, fersiz ve ölgün yüzlerindeki manalar peyda olmuştu.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MAHSUR — Fersiz göz. Yorulmuş, uzun uzadıya bakmaktan donuklaşmış ve göremez olmuş göz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aklı — sf. Beyazı bulunan, beyaz renkli Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı. P. Safa Birleşik Sözler aklı karalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulanık — sf., ğı 1) Bulanmış olan, duru olmayan Koltuğuna oturdu, Haliç in bulanık sularına daldı. F. R. Atay 2) Bulutlu, kapalı (hava) 3) Açık seçik görünmeyen, net olmayan Bulanık görüntü. 4) Donuk, anlamsız, fersiz (bakış) Dimdik oturuyor, bulanık ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dal — 1. sf. Çıplak, yalın Dalkılıç. Daltaban. Birleşik Sözler dalfes dalkılıç daltaban daluyku dalyarak 2. is. 1) Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri Cılız dallar, yeşili fe … Çağatay Osmanlı Sözlük
donuk — sf., ğu 1) Parlaklığı olmayan, mat Donuk yıldızlar gökte titreşir. N. Cumalı 2) Canlılığı olmayan, fersiz (göz) Bakarsınız donuk bakışlı, alık suratlı bir adam onların elinde bir dâhi çehresi alıvermiş. H. Taner 3) mec. Canlılığı az olan, durgun … Çağatay Osmanlı Sözlük
fersizleşmek — nsz Fersiz duruma gelmek, donuklaşmak ... güneşin bıraktığı ziya artık fersizleşiyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
fersizlik — is., ği Fersiz olma durumu Bakışlarında zerre kadar dalgınlık, fersizlik göremiyorum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
şekerlenmek — nsz Şekerli eriyiklerin içindeki şeker, billur durumuna gelip ayrılmak Gözleri eski şekerlenmiş şuruplar kadar donuk, fersiz, katı, suyu çekilmiş. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanaştırmak — i, e Yanaşmasını sağlamak Arabacı, içkinin söndürdüğü fersiz, kabarık, aklı gözlerini kızın yüzüne yanaştırarak fısıldadı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölü gözü gibi — sönük, fersiz (ışık) … Çağatay Osmanlı Sözlük