- geçiştirmek
- -i
1) Gereken önemi vermemek, üstünde durmadan başından savmak2) Az bir zararla atlatmak, kurtulmak
Nihat bu kazayı da geçiştirince tekrar gözlerini apartmanın kapısına dikti.
- P. Safa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Nihat bu kazayı da geçiştirince tekrar gözlerini apartmanın kapısına dikti.
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sükûtla geçiştirmek — sözü edilmesi gereken bir noktayı söylemeden atlamak, bile bile bir konuya değinmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlatmak — i 1) Atlama işini yaptırmak 2) Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak 3) mec. Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak Bana sorarsanız işin en güç tarafını atlattık. T. Buğra 4) mec. Başından savmak Bu Kurul u atlatıncaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçiştirme — is. Geçiştirmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
savuşturmak — i Geçiştirmek, atlatmak Büyük bir felaketten henüz çıkmış bu adamda küçük bir sokak kavgası veya hafif bir araba kazasını savuşturmuş da şimdi üstünü başını düzeltmeye koyulmuş bir kimse hâli vardı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
sükût — is., Ar. sukūt Susma, konuşmama, söz söylememe, sessizlik Birleşik Sözler hakkısükût ölüm sükûtu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sükût ikrardan gelir sükûtla geçiştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
pamuk ipliğiyle bağlamak — (bir işi) etkisi az sürecek bir çare ile geçiştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şakaya vurmak — ciddi bir söz veya davranışı şaka yoluyla geçiştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük