alışmak

alışmak
-e
1) Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek

Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım.

- E. İ. Benice
2) Yadırgamaz duruma gelmek

Havaya alışmak. Bulunduğu çevreye alışmak.

3) Uyar duruma gelmek, uygun gelmek, intibak etmek

Bu mesleğe alışmış gibi görünüyor.

- N. Araz
4) Sürekli ister olmak

Tütüne alışmak. Eğlenceye alışmak.

5) Bağlanmak, ısınmak

Birdenbire ona alıştığını hissediyor ve bu işe ayrıca şaşıyordu.

- A. H. Tanpınar
6) Bağımlılık kazanmak

İlaca alıştı. Dayağa alıştı.

7) Evcilleşmek, ehlîleşmek
8) nsz Tutuşmak, yanmaya başlamak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • alışmak — muavaze ve bedel etmek. münis olmak, dostluk etmek, mubadele, munahebe etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alışmak — alacak almakta yardım etmek I, 188 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • dili alışmak — çok kullandığı bir söze alışmak Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim alışmış. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayağı alışmak (veya alışmamak) — (bir yere) bir yere sürekli gitmek (veya gitmemek) Ayağı buraya alışmasın, sonra yabancı misafirler varken de gelir, beni rezil eder. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eli alışmak — 1) bir işte uzluk, ustalık kazanmak 2) herhangi bir davranışı âdet edinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözü alışmak — 1) önceden iyi göremediği bir şeyi sonradan görür olmak 2) mec. bir şey ilk etkisini yitirmek, yadırganmaz olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dadanmak — alışmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • müptela olmak — alışmak, düşkün olmak, tutulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • meşk etmek — alışmak veya öğrenmek için çalışmak Her sabah saatlerce keman meşk ederek yanık birtakım havalar çalarmış. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • awınmak — alışmak, avunmak I, 132, 202, 263 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”