- alışmış
- sf.
AlışkınAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
alışmış kudurmuştan beterdir — alışılan bir şeyden kolayca vazgeçilmez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışmış kursak bulamacını ister — kişi, yararlanmaya alıştığı şeyden yoksun kalmak istemez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
mə’luf — ə. alışmış, adət etmiş, öyrəşmiş ə. yemlənmiş, ələf verilmiş (otyeyən heyvan haqqında) … Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti
tiryaki — sf., Ar. tiryāḳī 1) Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse) Tiryaki değildi ama aklına estikçe içiyordu. Ç. Altan 2) mec. Bir şeye çok alışmış, vazgeçemeyen Belki de habire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışkın — sf. Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan, alışkan, alışmış Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alışkın olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
adamcıl — sf. İnsandan ürkmeyen, insana alışmış olan, insana sokulan, sıcakkanlı, munis Hem de ne adamcıldır, ne candır, bilseniz. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışık — sf., ğı Herhangi bir duruma alışmış olan Merdivenden gayet zarif ve alışık bir eda ile çıkmaya hazırlandığı belliydi. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alışık olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışılmak — e Bir şeye alışmış duruma gelinmek Sıkıntılara alışılır … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışkanlık — is., ğı 1) Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, itiyat, huy, ünsiyet ... devlet, gençleri ... kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır. Anayasa 2) Yakınlık, arkadaşlık, ünsiyet 3) fel., ruh b. İç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışmak — e 1) Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım. E. İ. Benice 2) Yadırgamaz duruma gelmek Havaya alışmak. Bulunduğu çevreye alışmak. 3) Uyar duruma gelmek, uygun gelmek, intibak etmek Bu mesleğe alışmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük