- gösteren
- is., db.
Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
araba devrilince yol gösteren çok olur — iş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur — sonucu kötü çıktıktan sonra bir davranış üzerine akıl öğreten çok bulunur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gösterge — is. 1) Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret 2) Bir durumla ilgili çeşitli aşamaları gösteren liste, icmal 3) ekon. Bir gelişimi gösteren nicelikler veya değerler arasındaki ilişki, endeks 4) db. Anlamla biçimin, gösterenle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılavuz — is. 1) Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik. F. R. Atay 2) Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb Öğrenci kılavuzu. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
program — is., Fr. programme 1) Belirli şartlara ve düzene göre yapılması öngörülen işlemlerin bütünü, izlence Ne yapacaksa yapmadan kurar hatta programını yanındakilere de söylerdi. Ö. Seyfettin 2) Yapılacak bir işin bölümlerini, bölümlerin sırasını ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasdikname — is., Ar. taṣdīḳ + Far. nāme 1) Verilen onayı gösteren belge 2) Okulunu bitirmeden ayrılan öğrenciye okul yönetimi tarafından verilen, son öğrenim düzeyini gösteren belge 3) Başka bir öğrenim kurumuna geçen öğrenciye okul yönetimi tarafından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
diyagram — is., Fr. diagramme 1) Herhangi bir olayın değişimini gösteren grafik 2) bit. b. Bir çiçeğin bütün ayrıntılarını gösteren taslak … Çağatay Osmanlı Sözlük
etkin — sf. 1) Hareketli, işleyen, çalışan, etkili, faal, aktif 2) fel. Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı 3) kim. Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom) Birleşik Sözler etkin öğretim etkin okul ışınetkin … Çağatay Osmanlı Sözlük
formül — is., Fr. formule 1) Genel bir olguyu, bir kuralı veya ilkeyi açıklayan simgeler takımı 2) Bir belgenin yazılacağı biçimi ve ona özgü olan deyimi gösteren örnek Cevap formülü son derece basit idi. F. R. Atay 3) Kalıplaşmış, basmakalıp anlatım 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük