- güç
- 1. sf.
1) Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül
Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti.
2) zf. ZorluklaKendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı.
- Y. K. KaraosmanoğluBirleşik Sözler- güç belaAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller2. is., -cü1) Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvetZihin gücü. Yaşama gücü.
2) Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat3) Sınırsız, mutlak nitelikTanrı'nın gücü.
4) Büyük etkinliği ve önemi olan nitelikParanın gücü.
5) Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliğiMotorun gücü.
6) Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler toğluluğuGüçler dengesi.
7) Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeliİnsan gücü.
8) Bir toprağın verimlilik yeteneği9) mec. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse10) coğ. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği11) fiz. Birim zamanda yapılan işBirleşik Sözler- iş güç- düş gücü- iş gücüAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.