- habersiz
- sf.
1) Haberi olmayan, haber almamış, hiçbir bilgisi olmayan
Yolcular, içimdeki mahşerden habersiz, yanımdan geçip gidiyorlardı.
- Y. Z. Ortaç2) zf. Haber vermeden, habersizceHabersiz geliverdiler.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yolcular, içimdeki mahşerden habersiz, yanımdan geçip gidiyorlardı.
- Y. Z. OrtaçHabersiz geliverdiler.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sultan-Ahmed-Gefängnis — Haupteingang des heutigen Hotels Das Sultan Ahmed Gefängnis (türkisch Sultanahmet Cezaevi; osm. در سعادت جنایت توقيفخانهسى, Dersaadet Cinayet Tevkifhanesi) ist ein ehemaliges Gefängnis … Deutsch Wikipedia
Sultan-Ahmet-Gefängnis — Haupteingang des heutigen Hotels Das Sultan Ahmed Gefängnis (türk. Sultanahmet Cezaevi; osm. در سعادت جنایت توقيفخانهسى, Dersaadet Cinayet Tevkifhanesi) ist ein ehemaliges Gefängnis im Istanbuler Stadtbezirk Eminönü … Deutsch Wikipedia
Sultanahmet-Gefängnis — Haupteingang des heutigen Hotels Das Sultan Ahmed Gefängnis (türk. Sultanahmet Cezaevi; osm. در سعادت جنایت توقيفخانهسى, Dersaadet Cinayet Tevkifhanesi) ist ein ehemaliges Gefängnis im Istanbuler Stadtbezirk Eminönü … Deutsch Wikipedia
Sultanahmet Cezaevi — Haupteingang des heutigen Hotels Das Sultan Ahmed Gefängnis (türk. Sultanahmet Cezaevi; osm. در سعادت جنایت توقيفخانهسى, Dersaadet Cinayet Tevkifhanesi) ist ein ehemaliges Gefängnis im Istanbuler Stadtbezirk Eminönü … Deutsch Wikipedia
ağzı havada — sf. Çevresindekilerden habersiz, alık, şaşkın (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahval — is., li, ç., Ar. aḥvāl 1) Durumlar, hâller, vaziyetler İşte, bu ahval ve şerait içinde vazifen... Atatürk 2) Davranışlar 3) Olaylar Agâh Bey dünya ahvalinden habersiz. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
anadan görme — sf. 1) Annesinde gördüğü gibi 2) Geleneksel İnanmayanlar ise sabırsız ve hırçın analar, çocuk eğitiminden habersiz babalar, her şeyi anadan görme metotlarla yürüteceklerini sanan büyük analar ve dedelerdir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
apolitik — sf., ği, Fr. apolitique Siyasi görüş ve olaylardan habersiz ve onlara kayıtsız kalan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bihaber — sf., Far. bī + Ar. ḫaber Habersiz, bilgisiz Kimisi maişet derdine düşmüş / Rahattan bihaber. C. S. Tarancı … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş — sf. 1) İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. A. Gündüz 2) Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal Boş kadro. 3) Yapılacak işi olmayan, işsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük