- hafifçe
- zf.
Hafif olarak, hafif bir biçimde, belli belirsiz
Birbirimize soğuk bir eda ile hafifçe baş eğdik.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Birbirimize soğuk bir eda ile hafifçe baş eğdik.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
öpücük kondurmak — hafifçe öpmek Avucunun içine çikolata kokulu buz gibi bir dudak, bir öpücük kondurdu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
suya göstermek — hafifçe yıkamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEMRİH — Hafifçe sürme. Uğuşturma. * Bulaştırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
şiplemek — hafifce damdan akmak … Beypazari ağzindan sözcükler
okşamak — i 1) Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor. H. Taner 2) nsz, mec. Hafifçe dövmek Bir gün hani bir huysuzluk ettiği zaman, al eline, biraz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıyırmak — i 1) Hızla sürtünerek bir şeyin yüzünden bir parça soymak, koparmak veya üzerini hafifçe yırtmak Çark elini sıyırdı. 2) Sürtünerek veya çekerek bir şeyi yerinden almak, kaldırmak, düşürmek 3) Bir şeyin üstündeki örtüyü çekerek almak veya açmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksak — sf., ğı 1) Aksayan, hafifçe topallayan 2) mec. İyi gitmeyen, iyi işlemeyen İşin aksak yönü. 3) is., müz. Türk müziğinde kıvrak bir usul 4) is., ed. Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksamak — nsz 1) Hafifçe topallamak 2) mec. Bir iş gereği gibi yürümemek, geri kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aralamak — i 1) İki şey arasında açıklık oluşturmak, yarı açmak Kapısını hafifçe araladı. F. R. Atay 2) Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek Şu sandalyeleri biraz aralayınız. 3) hlk. Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka müziği — is., tiy. Bir oyunda hareket ve sözlerin yanı sıra etkiyi artırmak için hafifçe çalınan müzik … Çağatay Osmanlı Sözlük