yurlamak — haykırmak I, 189bkz: orılaşmak, orlaşmak, urılamak, urlamak, urlaşmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
carlamak — nsz, hlk. 1) Bağırarak konuşmak 2) Çok söylemek 3) Nara atmak, haykırmak 4) i İlan etmek, duyurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dik âlâsı — is., tkz. Genellikle hoş karşılanmayan bir durumun aşırılığını anlatan bir söz Tutucunun dik âlâsısın, diye haykırmak geliyor içimden. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
haykırışmak — nsz, le Karşılıklı haykırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haykırma — is. Haykırmak işi Hâlsiz hâlsiz bağırdı, fazla haykırmaya nefesi yetmiyordu. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
avazı çıktığı kadar — çok yüksek sesle Avazı çıktığı kadar haykırmak istiyordu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
car etmek — 1) nara atmak, haykırmak 2) ilan etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
danalar gibi bağırmak (veya böğürmek) — çok kuvvetle bağırmak, haykırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
feryat etmek — 1) yüksek sesle haykırmak Feryat ederek gözlerini açan Satılmış, şaşkın şaşkın etrafına bakınıyordu. E. E. Talu 2) mec. büyük bir yokluk, zarar ve sıkıntı içinde bulunmak İstanbul, susuzluktan feryat ediyor … Çağatay Osmanlı Sözlük