- haylaz
- sf.
1) Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunan (kimse), hayta
Gelene geçene dilini çıkarır, edepsiz, haylaz bir çocuktu.
- S. F. Abasıyanık2) Çalışma gücü varken çalışmayan, aylaklık eden, yaramaz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
haylaz
Look at other dictionaries:
haylaz — is. Vaxtını boş boşuna, səmərəsiz keçirən adam, işə çıxmayan, işləməyi sevməyən adam; tənbəl, xeyirsiz adam. <Camaat:> Alçaq, haylaz! H. C … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Mélonin Noumonvi — (* 10. Oktober 1982 in Paris) ist ein französischer Ringer. Er wurde 2009 Vize Weltmeister im griechisch römischen Stil im Mittelgewicht. Inhaltsverzeichnis 1 Werdegang 2 Internationale Erfolge 3 Französische Me … Deutsch Wikipedia
Haymana, Ankara — Infobox Settlement settlement type = District subdivision type = Country subdivision name = TUR timezone= EET utc offset=+2 map caption =Location of Haymana, Ankara within Turkey. timezone DST=EEST utc offset DST=+3 official name = Haymana image… … Wikipedia
çapkın — sf. 1) Geçici aşklar ve ilişikler peşinde koşan (kimse), hovarda Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın. P. Safa 2) Cinsellik hatırlatan Bunlar, herhangi bir caz havasına uyar gibi omuz, gerdan kırar, kalça sallar ve mantolarını çapkın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haylazca — zf. Haylaz gibi, haylaza yakışır biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
haylazlaşmak — nsz Haylaz bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
haylazlık — is., ğı Haylaz olma durumu veya haylazca davranış Haylazlığı oldu ise de eh, bir sürçen atın başı kesilmez. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haylazlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ipsiz — sf. 1) İpi olmayan 2) mec. Haylaz, serseri, hayta Birleşik Sözler ipsiz sapsız … Çağatay Osmanlı Sözlük
külhanbeyi — is. Kendilerine özgü giyiniş ve konuşma biçimleri olan, argo kullanan, başıboş, haylaz delikanlı, kabadayı, serseri, hayta, külhani, apaş Kahveci, kadınların yanına gittiği zaman bir kasaba külhanbeyinin olabileceği kadar kibar tavırlar, mahcup… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nabekâr — sf., esk., Far. nā + Ar. bekār 1) Yararsız, işe yaramaz Muhbirlere göre nabekâr zenginin hüviyeti keşfedilmeden mayısın birinci günü geldi çattı. H. E. Adıvar 2) Serseri, haylaz, avare, işsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
