- intibak
- is., Ar. inṭibāḳ
1) Çevreye veya bir duruma uyma, uyum sağlama2) esk. İki şeyin ölçülerinin birbirini tutmasıAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İNTİBAK — (Bak: İntıbak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
intibak etmek — uymak, alışmak Acemi gelin yeni hayata intibak edebilmek için roman okurdu. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
intibâk — (A.) [ قﺎﺒﻄﻥا ] uyum … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İNTIBAK — (Tıbk. dan) Uygun olmak, muvâfakat. Mutabık, mümâsil ve muvâfık olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUNTABIK — İntibak eden. Birbirine uyan. Uygun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İNTIBAKAT — (İntıbak. C.) Uygun ve münasib gelmeler. Mutabık gelmeler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alışmak — e 1) Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım. E. İ. Benice 2) Yadırgamaz duruma gelmek Havaya alışmak. Bulunduğu çevreye alışmak. 3) Uyar duruma gelmek, uygun gelmek, intibak etmek Bu mesleğe alışmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahvolmak — nsz, Ar. maḥv + T. olmak 1) Yok olmak Bu derece intibak kabiliyeti, tekâmül kuvveti olan dinamik bir millet olmasak mahvolurduk. O. S. Orhon 2) Bozulup yararsız duruma gelmek 3) Onulmaz duruma gelmek 4) Boşa gitmek, heba olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyarlamak — i, e 1) Birbirine herhangi bir bakımdan uyar duruma getirmek, intibak ettirmek 2) Edebî eserleri, sinema, tiyatro, radyo ve televizyonun teknik imkânlarına uygun duruma getirmek, adapte etmek 3) Bir yabancı eseri, kişi ve yer adlarını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyma — is. Uymak işi, intibak, riayet, tebaiyet, tevafuk Bu karşılaştıklarına uyma yeteneği, en çok kocasıyla ilişkilerinde görünüyordu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük