- kabarmak
- nsz
1) Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
Ekmek iyi kabardı.
2) Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmakÇay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur.
- R. N. Güntekin3) Niceliği artmak, büyümekMasraf kabardı.
4) Şişmek, genişlemekİhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi.
- P. Safa5) Hayvanların tüyleri dikilmek6) Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmakBu kumaş çabuk kabardı.
7) Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmakDolabın boyası kabardı.
Masanın kaplaması kabardı.
8) Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak9) mec. Bulanmak10) mec. Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmekBu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır.
- N. Cumalı11) nsz, -e, mec. Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak12) mec. Böbürlenmek, gururlanmakKumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.