Kalabalik — er tumulter og optøjer … Danske encyklopædi
kalabalik — • upplopp, bråk, kalabalik, tumult, uppror, myteri … Svensk synonymlexikon
kalabalık ağızlı — sf. Geveze, bilir bilmez konuşan İkinci maznun kalabalık ağızlı bir koltukçu idi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalabalık etmek — gereksiz olarak yer doldurmak Şu eşya odada kalabalık ediyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalabalik — s ( en, er) … Clue 9 Svensk Ordbok
ağzı kalabalık — sf., ğı Birbirini tutmayan sözler söyleyen, yerli yersiz konuşan, boşboğaz (kimse) Ata bu yılışık ve ağzı kalabalık heriften hazzetmez. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı kalabalık — sf., ğı Yanında bir işi konuşamayacak kadar çok insan olan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuru kalabalık — is., ğı 1) Hiçbir iş yapmayan insan topluluğu 2) Hiçbir işe yaramayan, kırık dökük eşya … Çağatay Osmanlı Sözlük
ACC(E) — Kalabalık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kalaba — kalabalık … Beypazari ağzindan sözcükler