- acıtmak
- -i
1) Acılık vermek
Karabiber yemeği acıttı.
2) Ağrı, sızı duyulmasına sebep olmakBilmem neden, her iskarpin ayaklarımı acıtıyor.
- P. Safa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Karabiber yemeği acıttı.
Bilmem neden, her iskarpin ayaklarımı acıtıyor.
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
açıtmak — ekşitmek; acıtmak, I, 207 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
acıtmak — talhnak etmek, cansuz ve meraretli ve şedid olmak, ağrıtmak, tefcih etmek, cefa ve eziyet vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
canını acıtmak — (birinin) birine acı vermek Bırak kolumu, canımı acıtıyorsun … Çağatay Osmanlı Sözlük
acıtıvermek — i Çabucak acıtmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
acıtma — is. Acıtmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çimdiklemek — i 1) Bir kimsenin etini başparmakla işaret parmağı arasında kıstırarak sıkıp acıtmak 2) Bir bütünden küçük küçük parçalar koparmak Bu ekmeği kim çimdiklemiş? … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalamak — i 1) Köpek, kurt vb. hayvanlar dişlemek, ısırmak Köpek mi daladı seni? H. R. Gürpınar 2) Zehirli böcek, ısırgan otu, sert kumaş dokunarak teni acıtmak veya kaşındırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dövmek — i, er 1) Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! H. E. Adıvar 2) Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek 3) de Bir şeyi toz durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakmak — 1. nsz, ar Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek Kına yakmak. Yakı yakmak. 2. i, ar 1) Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. F. R. Atay 2) Ateşle yok etmek Çöpleri yakmak. 3) Işık… … Çağatay Osmanlı Sözlük