kanaat

kanaat
is., -ti, Ar. ḳanāˁat
1) Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
2) Kanma, inanma

Sınıfını geçeceğine kanaatim yok.

3) Kanış, kanı, inanç, düşünce

Biz kanaatlerimizi açık söyleriz.

- E. İ. Benice
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kanâat — (A.) [ ﺖﻋﺎﻨﻗ ] yetinme. ♦ kanaat etmek yetinmek …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • kanaat etmek — yetinmek Halk, gördüklerine kanaat ederek ve oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kanaat getirmek — kanmak, aklı yatmak, inanmak Artık Kâmuran ın ömrümün en büyük aşkı, geleceğime bir tek hâkim kudret olduğuna kanaat getirdim. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KANAAT — Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek. Kısmetinden fazlasına göz dikmemek. Helâl ile yetinip haramı istememek. Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak.(Semere i sa yine ve kısmetine rıza kanaattir, meyl i sa yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KÜNC-İ KANAAT — Kanaat köşesi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kanaat gibi devlet olmaz — elindekiyle yetinmesini bilen kişi yokluk nedir bilmez anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıt kanaat — zf. Yoksulluk içinde ve güçlükle (geçinmek) Orada toprakla uğraşıyor, kıt kanaat geçiniyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz — büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fikir edinmek — kanaat sahibi olmak Ama ben, bir kitap üzerine bir fikir edinmek istedim mi o kitabı kendim okurum. N. Ataç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KANU' — Kanaat sâhibi. Kanaatkâr, kanaatli. Hakkına razı olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”