- kanaatkâr
- sf., Ar. ḳanāˁat + Far. -kār
Azla yetinen, elindeki ile yetinen, kanık, kanaatli, yetingen
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
KANAATKÂR — f. Kanaat sâhibi. Kanaat edip az şeyle iktifâ eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kanaatli — sf. Kanaatkâr … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanık — sf., ğı, hlk. 1) Kanaatkâr 2) Tokgözlü … Çağatay Osmanlı Sözlük
yetingen — sf. Kanaatkâr … Çağatay Osmanlı Sözlük
DERVİŞ — f. Gayet mütevazi ve kanaatkâr olan. * Kimsesiz, fakir. * Mâneviyâtla gönlü zengin olan fakir. * Mürid veya şeyh … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GİRAN-SENG — f. Ağır başlı kişi. Ciddi ve vakar sahibi kimse. * Sabırlı, kanaatkâr … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HURSEND — f. Kısmetine râzı olan, kanaatkâr, tokgözl … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KANU' — Kanaat sâhibi. Kanaatkâr, kanaatli. Hakkına razı olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÂR — f. (Kelimeye bir ek olup, isimleri sıfat yapar) Eden, edici, yapan mânâlarına gelir ve li, lı, cı, ci gibi eklerin de karşılığıdır. İtaat kâr, hilekâr, isyan kâr, hamur kâr, kanaatkâr...gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük