- kandırıcı
- sf.
1) İnandırıcı2) Aldatıcı3) İçme isteğini giderici
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gıllıgışlı olmak — kandırıcı, gizli amaçlı, inandırıcılıktan uzak bulunmak Yüreği temiz olan başkalarının gıllıgışlı olabileceğini kolay kolay aklına getirmez. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
aldatıcı — sf. Aldatma niteliği olan, yanıltıcı, kandırıcı İnsanlar da bu aldatıcı bahara şımarıp açılır, saçılır... H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
doyurmak — i 1) Açlığını gidermek Saatlerce karnımı doyuracak bir köy aramış, bulamamıştım. S. F. Abasıyanık 2) Geçindirmek, yaşamasını sağlamak Bu topraklar milyonlarca kişiyi doyurabilir. 3) Bir maddenin içine alabileceği kadar başka bir madde katmak 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıllıgışlı — sf. Gizli amaçlı, kandırıcı Tereddütlü, imalı, gıllıgışlı bazı mülahazalar ve neşriyat vardır. R. E. Ünaydın Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gıllıgışlı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
güzel — sf. 1) Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı Yalının en güzel odası bizimdi. Güzel kız. Güzel çiçek. 2) İyi, hoş Güzel şey canım, milletvekili olmak! Ç. Altan 3) Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran Güzel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kandırıcılık — is., ğı Kandırıcı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf cambazı — is. Etkileyici ve kandırıcı söz söyleyebilen kimse, demagog … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatlı dilli — sf. Güzel, kandırıcı, gönül alıcı konuşan, tatlı sözlü Akıllı, iyi niyetli, dürüst, tatlı dilli bir adamdı. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
AHDA' — Boyun damarlarından bir damar. * Hilekâr, aldatıcı, kandırıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük