karmaşık

karmaşık
sf., -ğı
1) İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil

Karmaşık bir sorun. Karmaşık bir düşünce.

2) kim. Çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan (iyon veya birleşik), kompleks
3) mec. Ögelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan, komplike
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • karmaşık sayı — is., mat. Kesirleri ondalık sayının tersine olarak çeşitli birimlere göre bölümlenmiş sayı, sanal sayı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kompleks — sf., Fr. complexe 1) Karmaşık Heveskârlar için hece ve aruz, bir kompleks, içinden çıkılmaz bir yoldu. S. Birsel 2) kim. Karmaşık 3) is. Karmaşıklık, karmaşa 4) is. Aynı ekonomik etkinliği gerçekleştiren sanayinin tesisler bütünü Çinko kompleksi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağdalı — sf. 1) Ağdalanmış 2) mec. Bilinmeyen kelimelerden, anlaşılması güç sözlerden oluşan (deyiş) 3) mec. Karmaşık Tam bir düşünce denemezdi buna. Sakız gibi uzayan, ağdalı bir düş gibiydi bunlar. O. Rifat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • damıtmak — i, fiz., kim. 1) Gaz ürünler elde etmek için, bazı katı nesneleri ısı yoluyla temel ögelerine ayrıştırmak, imbikten çekmek, taktir etmek 2) Sıvı karışımlarda, karmaşık, değişken birleşimleri oluşturan ögeleri, özellikleri belirli ürünlere ayırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dönüşümcülük — is., ğü, fel. Yaşayan türlerin yalın biçimlerden karmaşık biçimlere doğru evrimle gelişerek ortaya çıktığını öne süren öğreti, transformizm …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fotosentez — is., biy., Fr. photosynthèse Yeşil bitkilerin ışıkta basit birleşiklerinden karmaşık yapılı organik moleküller yapması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gayya kuyusu — is. Karmaşık işlerin döndüğü yer veya çok çapraşık durum …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • halita — is., kim., esk., Ar. ḫalīṭa 1) Alaşım 2) mec. Birden çok ögeden oluşmuş karmaşık bir bütün Dede tecrübe neticesiyle her insanın zıt şeylerden yoğrulmuş bir halita olduğunu biliyordu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karmakarışık — sf., ğı 1) Dağınık, düzensiz, çok karışık Taranmamış, karmakarışık kumral saçları, kocaman bir ağzı, fevkalade muntazam ve güzel dişleri vardı. S. F. Abasıyanık 2) mec. Huzursuz, kararsız, karmaşık Başımın içinde bir sis ve hep ona bağlı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karmaşa — is. 1) Karmaşık olma durumu 2) ruh b. Hastalıklı davranışları ortaya çıkaran, kişinin bilincini az çok şartlandıran, genellikle çocukluk döneminde kazanılmış, baskı altında tutulmuş hatıra, duygu ve düşüncelerin bütünü, kompleks Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”