- karşı
- is.
1) Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi
Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor.
- H. E. Adıvar2) Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanıKarşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik.
- R. H. Karay3) Ön, kat, huzurİkisi birden müdürün karşısına çıkarlar.
- Y. Z. Ortaç4) sf. Bulunan yere göre önde, ileride olanKarşı evin kızları. Karşı mahalle.
5) sf. Karşıt, zıt, muhalifKarşı parti. Karşı takım.
6) zf. Yüzünü bir şeye doğru çevirerekBahçeye karşı oturmak.
7) zf. Karşılık olarak, mukabilBir ölüm haberine karşı ben, içimde bin ezinti, bin çöküntü duydum.
- A. Ş. Hisar8) zf. İçin, hakkındaEdebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl ve ne zaman başladı?
- S. F. Abasıyanık9) zf. -e doğruBir sabaha karşı yine çakal sesleriyle uyanmıştım.
- S. F. AbasıyanıkBirleşik Sözler- karşı oyAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.