- kasıtlı
- sf.
İsteyerek, bilerek yapılan, maksatlı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
iftiraya uğramak — kasıtlı ve asılsız suç yüklenmek Belki iftiraya uğramış bir adamdır belki bugün beraat edecektir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
açığını bulmak — kasıtlı olarak yaptığı yanlışı veya hileyi yakalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baltalama — is. 1) Baltalamak işi 2) mec. Bilinçli ve kasıtlı olarak bir işi veya bir durumu bozarak zarara yol açan harekette bulunma, sabotaj, sabote … Çağatay Osmanlı Sözlük
baltalamak — i 1) Balta ile kesmek 2) mec. Bir işi veya durumu bilinçli ve kasıtlı olarak bozup zarara yol açan davranışta bulunmak, sabote etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çift vuruş — is., sp. Kurala aykırı ancak kasıtlı olmayan bir davranış dolayısıyla topun doğrudan doğruya kaleye vurulamadığı, iki vuruşlu bir ceza türü, endirekt atış … Çağatay Osmanlı Sözlük
iftira — is., Ar. iftirāˀ Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan Kim bilir sizi de buraya hangi iftira ile tıktılar? H. Taner Birleşik Sözler kuru iftira Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iftira etmek iftira atmak iftira çalmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kasti — sf., Ar. ḳaṣdī 1) Bilerek, isteyerek yapılan 2) zf. Kasıtlı olarak, bilerek, isteyerek … Çağatay Osmanlı Sözlük
maksatlı — sf. 1) Bir amacı olan 2) zf. Bilerek, isteyerek, kasıtlı olarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarı kart — is., sp. Kurallara devamlı olarak uymayan, aşırı, sert veya kasıtlı faul yapan, centilmence davranışlardan uzak kalan oyuncuya hakemin ikazını gösteren kart Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sarı kart görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zarf atmak — 1) dolandırıcı zarf vb. kullanarak bir tür para sızdırmak veya çarpmak 2) karşısındakinin gerçek duygu ve düşüncelerini öğrenmek için kasıtlı olarak uygun sözler söylemek veya bazı davranışlarda bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük