KAYDETMEK — Yazmak. * Bağlamak. * İlgilenmek, alâkalanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dercetmek — i, der 1) Almak, toplamak 2) Kaydetmek Bir deftere birçok manzumelerimi dercetmiştim. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinleme salonu — is. Müzik, tiyatro eserlerini dinletmek, radyo televizyon yayınları yapmak veya ses kaydetmek amacıyla akustiği sağlanmış salon, oditoryum … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçirmek — i 1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak 2) e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi. K. Bilbaşar 3) i, e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek Odanın eşyasını öbür… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaydetme — is. Kaydetmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayıt — 1. is., ydı, Ar. ḳayd 1) Bir yere mal ederek deftere geçirme Çocuğun kaydı bulunamadı. 2) Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin veya kopyasının bir yerde yazılı bulunması Hafızama güvenmeyiniz. Kayıtlarınız daha sağlamdır. R. H. Karay 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
plak — is., ğı, Fr. plaque 1) Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta. Y. K. Beyatlı 2) Metal nesne, plaka Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
seslendirmek — i 1) Sesli duruma getirmek, sesli olmasını sağlamak 2) Hissedilen bir duyguyu, düşünülen bir fikri dile getirmek, duyurmak 3) sin., TV Sesi, çekimden sonra film üzerine geçirmek, kaydetmek 4) müz. Bir müzik eserini okumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazmak — 1. yar, ar Kök veya gövdeleri sonuna a ( e) eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluşturur Düşeyazmak, öleyazmak. 2. i, ar 1) Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu… … Çağatay Osmanlı Sözlük