- kederlenmek
- nsz
Kederli olmak, üzülmek, tasalanmak, mükedder olmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
içine hüzün çökmek — kederlenmek, hüzünlenmek Eski bayramlar gibi olmuyor, hüzün çöküyor içimize … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHAZZÜN — Kederlenmek, hüzünlenmek. Birine acımak. Mükedder olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bulutlanmak — nsz 1) Bulutlarla kaplanmak Gökler bulutlanıyor rüzgâr serinliyordu / Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince. F. N. Çamlıbel 2) mec. Kederlenmek, hüzünlenmek Acaba Saffet in vaktiyle nişanlısı olduğunu söylese Mazlume ile başlayan bu billur gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahırlanmak — nsz Çok ve için için üzülmek, kederlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kararmak — nsz 1) Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak 2) Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı. P. Safa 3) Ateş sönmeye yüz tutmak 4) mec. Kederlenmek, canı sıkılmak 5) mec. Niteliğini yitirmek Eşsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kederlenme — is. Kederlenmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
mükedder olmak — üzülmek, kederlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
neşesi kaçmak — sevinci azalmak, kederlenmek O günden sonra Canan ın uzun müddet neşesi kaçtı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
başına karalar bağlamak — çok kederlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
DACİR — Gamkin ve gönlü dar kimse. * Bağırgan dişi deve. * Kederlenmek, hüzünlenmek muztarib olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük