- kendi hâlinde
- sf.
Hiçbir şeye karışmayan, sessizAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kendi hâlinde bırakmak — (bir şeyi) üzerinde çalışmayarak geliştirmemek veya bakımsız bırakmak, işlememek Nasıl çalışmayan küf tutarsa bir müessese de gençleştirilmez, kendi hâlinde bırakılırsa ihtiyarlar, yıkılır, dağılır. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâl — is., li, Ar. ḥāl 1) Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet Herkes hâline göre bir hediye verdi. H. R. Gürpınar 2) Davranış, tutum, tavır Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşkıya — is., ç., Ar. eşḳiyā Dağda, kırda yol kesen hırsızlar, haydutlar Nice kendi hâlinde insanları, dağ başlarında eşkıya tenkil eder gibi öldürttü. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eşkıya gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
filozof — is., Fr. philosophe 1) Felsefe ile uğraşan ve felsefenin gelişmesine katkıda bulunan kimse, felsefeci, feylesof 2) mec. Felsefe yapmaya meraklı olan kimse 3) mec. Sakin, kendi hâlinde yaşayan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü tok — sf. Paraya, mala düşkünlük göstermeyen, açgözlülük etmeyen (kimse) Gözü tok, kendi hâlinde bir kızmış. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gözü gönlü tok … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıl kuyruk — sf., ğu 1) Zayıf, çelimsiz Hiçbir özelliği olmayan, kendi hâlinde, gösterişsiz, kıl kuyruk bir kedi idi. H. Taner 2) Züğürt, kılıksız 3) Niteliksiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sessiz — sf. 1) Sesi olmayan, ses çıkarmayan 2) Ses, gürültü çıkarmadan yapılan Sessiz çalışma. 3) Az konuşan, suskun 4) Yumuşak huylu, kendi hâlinde ve sakin (kimse) Kız kardeşi Deniz Yolları levazımında çalışan sessiz bir adamla evlidir. M. Ş. Esendal… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sessiz sedasız — sf. 1) Sakin, kendi hâlinde (kimse) Sessiz sedasız, gürültüsüz bir ilim adamıdır. H. Taner 2) zf. Kimse duymadan, görmeden, sessiz ve gürültüsüz bir biçimde Suat daha fazla dayanamayıp sessiz sedasız odasına çekildi. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
tınmaz melaike — is. Kendi hâlinde, sessiz kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük