- kesinlikle
- zf.
Kesin bir biçimde, kesin, kesin olarak, yüzde yüz, her hâlde, her hâlükârda, mutlak, mutlaka, katiyen
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kesin olarak — kesinlikle … Çağatay Osmanlı Sözlük
hiç de — kesinlikle, katiyen Dersleri hiç de iyi değil … Çağatay Osmanlı Sözlük
zorunda kalmak (veya olmak) — kesinlikle yapması gerekmek, yapmaya mecbur olmak Kitabını basacak yayınevi bulamamış, onu kendi parasıyla bastırmak zorunda kalmıştır. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
Abdullah Gül — (Weltwirtschaftsforum in Davos/27.Januar 2007) Abdullah Gül, GCB [1], GColIH, (* 29. Oktober 1950 in Kayseri) ist ein türkischer Politiker und seit dem 28. August 2007 der 11 … Deutsch Wikipedia
azmettirmek — i, e, Ar. ˁazm + T. ettirmek Bir suçu veya herhangi bir işi kesinlikle yapmasına karar verdirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
banko — is., İt. banco 1) İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh 2) Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para 3) Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse 4) zf. Kesinlikle Bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirli geçmiş — is., dbl. Fiilin belirttiği kavramın, içinde bulunan zamandan önce olup bittiğini kesinlikle bildiren, dı / di, tı / ti ekiyle kurulan kip, di li geçmiş: al dı, bil di, saç tı, seç ti vb … Çağatay Osmanlı Sözlük
elde bir — is. Kesinlikle gerçekleşecek şey … Çağatay Osmanlı Sözlük
garanti — is., Fr. garantie 1) Güvence, inanca, teminat Hatice nin garantisi altında işini yürütmekten başka bir şeye bakmıyordu. T. Buğra 2) zf. Kesinlikle, kesin olarak, ne olursa olsun Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller garanti etmek garanti vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
haşa — ünl., Ar. ḥāşā 1) Bir durum veya davranışın kesinlikle kabul edilmediğini anlatan bir söz Siz böyle söylemişsiniz. Haşa! ben öyle söylemedim. 2) Dine aykırı görülen bir ihtimalden söz edilirken kullanılan bir söz Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük