uzatmayalım — kısacası Uzatmayalım, bir tazminat lafıdır tutturdu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzun lafın (veya sözün) kısası — kısacası, özet olarak Uzun lafın kısası, eleştirmeci okuyucuya faydalı, edebiyata faydalı bir yazıcıdır. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilmek — nsz, ir 1) Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır. H. Taner 2) i Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak Yani kısacası … Çağatay Osmanlı Sözlük
elhasıl — zf., Ar. elḥāṣil Kısacası … Çağatay Osmanlı Sözlük
gol — is., lü, sp., İng. goal Futbol, hentbol, hokey ve buz hokeyi maçlarında topun kaleye sokulmasıyla kazanılan sayı Kısacası biz kendimizi yerden yere atar, akınlar durdurur, goller kurtarır, ona paslar sunardık. H. Taner Birleşik Sözler gol toto… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasılı — zf. Sözün kısası, kısacası Hasılı ne söyledikse kâr etmedi. H. Taner Birleşik Sözler hasılıkelam … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasılıkelam — zf., esk., Ar. ḥāṣil + kelām Sözün kısası, kısacası … Çağatay Osmanlı Sözlük
hülasa — is., Ar. ḫulāṣa 1) Özet, fezleke Bir kadınlık tarihi hülasası yapacak değiliz. F. R. Atay 2) Öz Karaciğer hülasası. 3) zf. Kısacası O vakit küt küt kalbim atmaya başlıyor, hülasa acayip bir vaziyet. Y. K. Karaosmanoğlu 4) kim. Herhangi bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
özcesi — zf. Özet olarak, kısacası, sözün özü, sözün kısası … Çağatay Osmanlı Sözlük
psikolojik — sf., ği, ruh b., Fr. psychologique 1) Ruh bilimsel 2) Ruhsal Kısacası, kişnemeyişinin psikolojik olduğu kadar birtakım akla yakın fizyolojik sebepleri de vardı. H. Taner Birleşik Sözler psikolojik savaş … Çağatay Osmanlı Sözlük