- kıskançlık etmek
- kıskanmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kıskançlık — is., ğı Bir kimse bir üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutum Tıpkı senin gibi onun kıskançlığından fevkalade korkuyorum. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
infilak etmek — 1) patlamak 2) mec. birdenbire şiddetle ortaya çıkmak ... biraz sonra hiddet, birikmiş kin, kıskançlık birdenbire infilak etti. A. H. Tanpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haset — is., di, Ar. ḥased Kıskançlık, çekemezlik, günü Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller haset etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hased — (A.) [ ﺪﺴﺣ ] kıskançlık. ♦ hased etmek kıskanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü