MUHAREŞE — Kışkırtma, halkı birbirine düşürme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AGALİŞ — f. Kışkırtma. * Birşeye saldırmak için kışkırtma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ajitasyon — is., tıp, Fr. agitation 1) Çırpıntı 2) Kışkırtma … Çağatay Osmanlı Sözlük
fit — 1. is., ç., İng. feet 30,5 cm lik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi 2. is., argo, İng. fit 1) Ödeşme 2) Razı olma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fit olmak 3. Ar. fitne Birini başkasına karşı kışkırtma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
halk yardakçılığı — is. Halkı kışkırtma işi, tahrikçilik … Çağatay Osmanlı Sözlük
kargaşa — is. 1) Kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşi 2) Kalabalık, düzensizlik vb.nin yol açtığı kargaşa, kaos Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kargaşa çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kışkırtı — is. Kışkırtma işi Öfke baldan tatlıdır ve kışkırtılar, en kabız kafalara bile ilham verir, en kilitlenmiş talakatleri açar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kışkırtıcı — sf. 1) Kışkırtma işini yapan, muharrik, provokatör O kaçmalar, kovalamalar, kışkırtıcı hareketlerin hepsi onda da vardı. N. Cumalı 2) İnsanı bir şey yapmaya heveslendiren Birleşik Sözler kışkırtıcı ajan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kışkırtılmak — nsz Kışkırtma işi yapılmak Kışkırtılmış istekleri boşaltacak yer arayan hayalleriyle hiç tanımadıkları dünyalara uçuyorlardı. M. Uyguner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kışkırtış — is. Kışkırtma işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük