- kızartıcı
- is.
1) Kızarmayı sağlayan, kızarmaya sebep olan şey2) mec. Karalayıcı, kirletici şeyBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yüz kızartıcı — sf. Utandırıcı, utanılacak Meşhur bir edibimizin cinsî hayatına dair yüz kızartıcı sözler söylenirdi. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler yüz kızartıcı suç … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz kızartıcı suç — is. Utanç verici, insanlık onuruna yakışmayan suç Zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlar yüz kızartıcı suçlardır … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz kızartıcı suç — utanç verici, insanlık onuruna yakışmayan suç ; Zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlar … Hukuk Sözlüğü
Ehescheidung in der Türkei — Latife Uşşaki und Mustafa Kemal Atatürk, deren Ehe 1925 nach islamischem Recht beendet wurde. In der Türkei ist die Ehescheidung (türkisch Boşanma) umfassend im türkischen Zivilgesetzbuch (tZGB) geregelt. Das türkische Zivilgesetzbuch… … Deutsch Wikipedia
Scheidung in der Türkei — Lâtife Uşaklıgil und Mustafa Kemal Atatürk, deren gemeinsame Ehe auch geschieden wurde (Atatürk reformierte das türkische Eherecht) Das Türkische Zivilgesetzbuch (Türk Medeni Kanunu) – und somit auch das Familienrecht – entstand am Beispiel des… … Deutsch Wikipedia
açık saçık — sf., ğı 1) Göreneğe aykırı derecede çıplak veya örtüsüz, dekolte 2) Yüz kızartıcı, edepsiz, müstehcen, cinsel çağrışım yüklü (söz, anlatım) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller açık saçık konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
damga — is. 1) Bir şeyin üzerine bir nişan, bir işaret basmaya yarayan araç 2) Bu araçla basılan nişan, işaret 3) mec. Bir kimsenin adını kötüye çıkaran, yüz kızartıcı durum Orada da haksız damgalar altında kalırsan ne olacak? A. Gündüz 4) Bir şeyin kime … Çağatay Osmanlı Sözlük
damgalamak — i 1) Bir şeyin üzerine damga ile işaret yapmak, damga vurmak Hayvanı damgalamak. Pulu damgalamak. 2) mec. Bir kimseye, gerçeğe dayanmadan herhangi bir özellik veya nitelik yüklemek 3) mec. Birine yüz kızartıcı bir suç yüklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
damgalı — sf. 1) Damgası olan, damgalanmış olan 2) mec. Kendisine yüz kızartıcı bir suç yüklenmiş olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolanlı iflas — is., tic. Hileli iflas İnancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla ... hüküm giymiş olanlar... Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük