konakçı

konakçı
is., esk.
1) Toplu olarak yapılan yolculukta konak yeri sağlamakla görevli kimse
2) tar. Sefere çıkan askerlerin önünden gidip konak yeri sağlamakla görevli subay
3) hay. b. Asalağın erginini veya gelişim evrelerinden herhangi birini taşıyan canlı, konak
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • ara konakçı — is., biy. Asalağın, gelişme evreleri sırasında beslenip barındığı konakçılardan her biri İnsan, köpek tenyasının ve sıtma asalağının ara konakçısıdır …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • conac — CONÁC, conace, s.n. I. 1. Casă boierească la ţară, pe o moşie. 2. Reşedinţă a unui ispravnic sau a unui subprefect, a unui vizir sau a unui paşă; cartier oficial. II. (înv.) 1. Loc de popas; popas. 2. Distanţă de la un loc de popas la altul. 3.… …   Dicționar Român

  • ağrıma — is. 1) Ağrımak işi 2) Memeli hayvanlarda görülen ara konakçı kenelerin bulaştırdığı ağrıma asalaklarından ileri gelen hastalık Birleşik Sözler ağrıma asalakları …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ara konakçılık — is., ğı Ara konakçı olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başkonakçı — is., hay. b. Asalağın en iyi geliştiği, dolayısıyla en çok yararlandığı ve yaşamaktan hoşlandığı konakçı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • konak — 1. is., ğı, hlk. 1) Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası 2) Gözde oluşan ince tabaka 2. is., ğı 1) Büyük ve gösterişli ev İstirahat için İstanbul a gelmiş, bu konağı alıp yerleşmişti. Ö. Seyfettin 2) Vali, kaymakam gibi yüksek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sağaltıcı — is. 1) Sağaltma işini yapan kimse veya şey 2) Asalağı, doğrudan doğruya konakçı üzerinde ortadan kaldıran ilaç veya işlem …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yarım asalak — is., ğı, bit. b., hay. b. Üzerinde yaşadığı konakçı bitkiden bazen hazır besin maddesi alan, gerektiğinde kendi beslek yaşayabilen, klorofilli bitkilerde görülen, tam olmayan asalak, yarı asalak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”