koyulmak

koyulmak
nsz
1) Koyma işine konu olmak
2) Koyulaşmak

Gecenin koyulmuş siyahlığı içeri girmeden pencerenin ardında bizi bekliyordu.

- T. Dursun K
3) -e, mec. Girişmek, başlamak, teşebbüs etmek

Söyleyecek şey kalmayınca Rabia fırladı, dükkânı teftişe koyuldu.

- H. E. Adıvar

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • koyulmak — akar (nesne) koyulmak III, 190 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • aptal yerine koymak (veya koyulmak) — anlamaz, bilmez sanmak (sanılmak) Bu kadını zaman zaman aptal yerine koymam büyük aptallık galiba. R. Erduran …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yola koyulmak — yola düzülmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işine koyulmak — işini yapmayı sürdürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başlamak — e 1) Bir işe girişmek, harekete geçmek Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı. H. Taner 2) nsz Çalışır, işler, yürür duruma girmek Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı. H. E. Adıvar 3) Olmak, oluşmak, ortaya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koyulma — is. Koyulmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • paslanmak — nsz 1) Üzerinde pas oluşmak Bıçak paslandı. 2) mec. İşsizlikten, tembellikten, hareketsizlikten canlılığını yitirmek, uyuşup kalmak İşe koyulmak tam tersine paslanmamızı önler, bizi diri tutar. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sarılmak — nsz 1) Sarma işi yapılmak Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum. R. H. Karay 2) e Bir şeyin üzerine bir veya birkaç kez dolanmak 3) e Kollarını dolamak, kucaklamak Hasan tiril tiril titriyor, anasına sarılıyordu. S. F. Abasıyanık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”