kuşanmak

kuşanmak
-i
1) Beline kuşak, kılıç, kemer vb. şeyler bağlamak
2) Giyinmek

Takkesini geçirmiş, entarisini kuşanmış, elma soyuyordu.

- A. Gündüz

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • giyinip kuşanmak — özenle giyinmek Kocam bana karşı iyi davranıyor, benim de şık kadınlar gibi giyinip kuşanmamı, boyanmamı istiyordu. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • peştamal kuşanmak — 1) peştamal giyinmek 2) mec. bir zanaatta ustalık kazanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kılıç kuşanmak (veya takmak) — kılıcı olmak ve onu taşıyacak güce ve yetkiye hak kazanmak Harbiyede beraber okumuşlar, beraber kılıç kuşanmışlardı. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ipten kuşak kuşanmak — yoksul düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurşanmak — kuşanmak, ku;ak kuşanmak, I I, 249, 255bkz: kurşamak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kavşamak — kuşanmak, kuşak bağlamak; gevşilmek, süst olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurşamak — kuşanmak, kuşağı bağlamak, I I, 255; II I, 287bkz: kurşanmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • manmak — kuşanmak; banmak II, 30 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • asmak — i, e, ar 1) Bir şeyi aşağıya sarkacak biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak Lambayı tam pencerenin karşısına astı. S. F. Abasıyanık 2) Üzerine takınmak, kuşanmak 3) i Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek 4)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • donanmak — nsz 1) Giyinip kuşanmak, süslenmek 2) le Yayılıp kaplanmak Baharda ağaçlar çiçeklerle donandı. 3) le Işıklı duruma gelmek, ışıklarla bezenmek Bu gördüğünüz yol şenlik gecesi gibi ardı arası kesilmez sıra sıra otomobillerin fenerleriyle donanırdı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”