kuyruklu yıldız

kuyruklu yıldız
is., gök b.
Güneş çevresinde büyük bir elips veya bir parabol yörüngede dolaşan, güneşe yaklaştığında yüzeyinde ortaya çıkan gazların ve tozların oluşturduğu kuyruk denilen ışıklı bir uzantısı olan gök cismi, kirli kartopu
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • kuyruklu yıldız çekirdeği — is., gök b. Kuyruklu yıldız başının ortasında yıldıza benzeyen parlak nokta …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuyruklu yıldız saçı — is. Kuyruklu yıldız çekirdeğini saran ışıklı gaz yuvarı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuyruklu yıldız başı — is., gök b. Kuyruklu yıldızın önde giden yuvarlak parçası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yıldız — is. 1) Güneş ve ay dışında gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük. Y. K. Beyatlı 2) Meşhur sinema ve müzikhol sanatçısı, star Bir keresinde de bir yerli opera… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuyruklu — sf. 1) Kuyruğu olan 2) is., hlk. Akrep Sandığın üstündeki ikinci yatağı kucaklayıp kaldırdığı sırada bir kuyruklu, yatağın altından fırladı, sandığın gerisine doğru hızla kaçtı. N. Cumalı Birleşik Sözler kuyruklu kelebek kuyruklu kurbağa kuyruklu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • AHTER-İ DÜNBÂLE-DAR — Kuyruklu yıldız …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Şirin Pancaroğlu — feels committed to exploring new horizons for the harp. In performance, she is discerning in her musical choices, wishing to acquaint audiences with the boundless world of the harp. While embracing the traditional repertoire of her instrument,… …   Wikipedia

  • Hüseyin Rahmi Gürpınar — (August 17 1864 ndash; March 8 1944) was a Turkish writer and politician. BiographyGürpınar was the son of a family close to the Ottoman court, born in Istanbul. Having lost his mother at an early age, he was sent to Crete where his father was an …   Wikipedia

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekirdek — is., ği 1) Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum Kayısı çekirdeği. Zeytin çekirdeği. Karpuz çekirdeği. 2) Yenmek için satılan kabak veya ayçiçeği tohumu Şimdi bir sinemada kabak çekirdeği yiyorlar.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”