layık görmek — yakıştırmak, uygun görmek Ben işte oyum, şimdi söylemeye layık görmediğiniz Dikmen Yıldızı... A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
layık olmak — 1) hak kazanmış olmak Bu itimada ne kadar az layık olduklarının farkına ancak yıllar sonra varabilmişimdir. Y. K. Karaosmanoğlu 2) uygun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
LÂYIK — (Liyakat. den) Yakışır ve yaraşır. Uygun, münasib ve muvafık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NA-LAYIK — f. Lâyık olmayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
krallara layık — çok üstün nitelikli şeyleri belirtmek için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzına layık — bir yiyeceğin çok lezzetli ve tatlı olduğunu belirten bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
məlayik(ə) — ə. :B7 1) mələklər; 2) t. mələk … Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti
KAMEN — Lâyık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
adam olana çok bile — layık olmadığı, hak etmediği hâlde kişinin beklentisi daha fazla olduğu durumlarda kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEDİR — Lâyık, münasib, uygun. * Nihâyet, son. * Etrafı duvarlı yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük