mukâbil — (A.) [ ﻞﺑﺎﻘﻡ ] 1. karşılığında. 2. karşılık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MUKABİL — Karşılık olan. Karşı taraf. İvaz, bedel, karşılığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mukabil — karşılık; karşı … Hukuk Sözlüğü
AYİZ(E) — Mukabil olarak veren. Karşılık olarak verilmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MADGARE — Mukabil iki tarafın şiddetli hücumları ile meydanda gelen sava … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RÜ'YETULLAH — Cennet te mü minlerin Allah ı görmeleri.(Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun? Ve nereye sevk olunuyorsun? Dünyanın bin sene mes udane hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının; ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
erkân minderi — is., esk. Ev ve konaklarda seçkin konukların oturması için yapılmış yer minderi Odanın mukabil iki cihetinde geniş iki sedir, bunların ortasında büyücek bir erkân minderi. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşı — is. 1) Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. H. E. Adıvar 2) Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüklüce — zf. Yüklü olarak Yüklüce gelenler ansızın kaçamazlar, borçlarına mukabil eşyaları alıkonulabilir. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilmukabele — (A.) [ ﻪﻠﺑﺎﻘﻤﻝﺎﺑ ] karşılığında, aynen, mukabele ederek, mukâbil olarak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü